Bir din nasıl bu hale gelir?

Bir din nasıl bu hale gelir?
Hayatı kendi istek ve çıkarları doğrultusunda şekillendirme hastalığına müptela olan Batılı insan, nasıl tabiatı, dünyanın yeraltı ve yerüstü zenginliklerini, uzayı, hatta diğer insanları, bu arzunun gerçekleşmesi amacıyla kullanılacak birer araç olarak görüyorsa, onun gözünde dinin de bundan farkı yoktur. Ona göre din, insana yine insanın istediği biçimde hizmet etmelidir.

Her şey bizim için” demekte olan Batılı insan, İncil’i bunun için tahrif etmiştir. Beşeri arzularına uymayan ilâhi öğretilerin kiminin yerini değiştirmiş, kimini çıkarmış ve yerine kendisine uyan hükümleri koymak suretiyle aslından uzaklaştırmıştır. Bunun üzerine bir de, “ben böyle anlıyorum” keyfiliği eklenince, Kur’an’ın “hevâyı ilâhlaştırmak” dediği durum ortaya çıkmıştır.

Tevrat’ın başına gelenler de bundan farklı değildir. Gerçi Yahudilik “evrensellik” iddiası olmayan, sadece belli bir ırka (İsrailoğulları’na) ait olduğu kabul edilen bir din olması sebebiyle, Hıristiyanlık’ta olduğu kadar fazla sayıda “serbest” yorumun nesnesi olmamış. Fakat Yahudi ve Samirî Tevratları arasında bulunan altı bin civarındaki farklılık ve modernist Yahudilerin din yorumlarının klasik Tevrat yorumları ile taban tabana zıt olması, bu dinin de beşer arzularına göre tahrif edildiğinin en önemli göstergelerindendir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu