Karabük ün Erkek ve Kadın Yöresel Kıyafetleri

Karabükün Yöresel Kıyafetleri
karabk

karabk_2

karabk_3
YÖRESEL GİYİM:
ERKEK GİYİM
Erkekler genelde; çuha kumaştan yapılan ve mavi rengin hakim olduğu şalvar, cepken, keten(Diril) gömlek, yerli tezgahlarda dokunan kuşak, yerli yünden yapılan keçe külah, yün çorap ve Safranbolu yöresine özgü yemeniler giyer, yine dokuma ile elde edilen keçe külahı üzerine bağlanan ve kök boya ile renklendirilen renkli sarık ile kıyafet tamamlanır.

Keçe Külahı (Fes): Yerli kuzu yününden kafaya uygun bir şekilde tas veya benzer araçların içine sıkıştırılarak yapılırdı. Bu keçe külahları dikişsizdir. Keçe külahları üzerine bağlanan ve kök boya ile renklendirilen kentli sarıklar bağlanırdı. Bağlama biçimi ise yöre geleneklerine göre yapılırdı.

Cepken : Mavi çuha kumaştan uzun kollu bel kemerine kadar uzanan üzerleri yöreye özgü motiflerle ekonomik durumlarına göre sim veya diğer renkli ipliklerle yaka, kol ağızları ve sırt kısmı süsleme yapılarak işlenen ve yöreye özgü bir dikim biçimi verilirdi.

Şalvar : Mavi çuha kumaştan yöreye özgü bir şekilde kesimi yapılır. Belden uçkurlu, geniş ağlı, ayak bileklerinde cepken motiflerine uygun bir şekilde ayak bilekleri ve cep ağızları sim ve diğer ipliklerle işleme yapılır. Yerli dokunan uçkurla bağlanırdı.

Gömlek : Keten (Diril) kumaştan, hakim yaka(yakasız), uzun kollu, bilekten düğmeli, yöreye özgü kesimle yapılır. Çizgili kumaş hakimdir.

Kuşak : Renkli ipliklerle el tezgahlarında dokunan kuşaklar bele bağlanarak giysiye çok güzel bir görünüm kazandırırdı.

Yemeni : Eskiden giyilen kısa konçlu, hafif erkek ayakkabısı, çoğunlukla sarı yada siyah renkte Sahtiyandan yapılırdı. Alçak ölçekli, sayası oldukça küçük olurdu. Tulumbacıların giydiği yemenilerin yüzü en ince sahtiyandan(deri), tabanı da çok ince köseleden yapılırdı. Sarayda kullanılan yemeniler sırmayla işlenir, değerli taşlarla süslenirdi.

Yün Çorap: Yerli yünden dokunan yün çoraplar giyilirdi. Erkeklerde beyaz renk takım, kadınlarda daha desenli ve renkli biçimler hakimdi. Aksesuar olarak, köstekli saat, ağızlık, tütün tabakası ve kama ile süslenirdi.

Tütün Kesesi: Sağ yana takılır. Boncuk işlemeli ipek saçaklıdır. Yürürken baldırını dövecek şekilde sallanır.

Köstek : Boyundan aşırmalı gümüş savatlıdır. Beline aşağı sallanır.

Çevreler (Kama): Kınından yarı beline kadar sıyrılmış kabzası ile kını arası sırma işlemelidir.
KADIN GİYİM
Yörede kadın giysileri Bindallı entari, Üçetek Entari, Tepebaş, Sırmalı Kadife, Şeteriye, Fistan(uzun entari), Pamuklu Entari, Uzun Pazen Don(Setüklü), Oyalı Yazma, Silimli Çevre, Tepelik, Çorap, Dolak, Çarık, Zelgerde ve takılardan oluşurdu.

Başa giyilen : Bayanlarda yandan inen Zülüfler(avruka) kadının güzelliğini daha da bütünleştirir. Oyalı yazmalar topuzun çevresine bağlanır. Başta serbest bir şekilde başa örtülürdü. Kare şeklinde desenli, etrafı oyalıdır.

Bindallı : Bazı bölgelerde, hazır olarak kutu içinde satıldığından kutu içi entari adıyla anılan elbiseler XIX. Asrın başlarından itibaren giyilmiştir. Bu entarilerde çoğunlukla kadife, nadiren atlas kumaşlar kullanılmıştır. Boy entarisi şeklinde olan bu elbiseler bindallı tarzında sırma ile işlenmiştir. Bu sebeple bu elbiselere bazı bölgelerde “Bindallı” da denilmiştir. Topuklara kadar tamamıyla düz inen bu entarilerde eteğe bolluk vermek maksadı ile koltuk altından itibaren yanlarına birer ikişer peş konulmuştur. Peşli entari ismi ile de anılmıştır. Yaka bazılarında yuvarlak, bazılarında kare şeklindedir. Yuvarlak olanlar önden bele kadar, kare olanlar ise yandan göğse kadar açık ve parçalıdır. Kolları hafifçe bol ve uzundur. Kol ve yenleri bazılarında dilimli, bazılarının yaka, kol ve kenarları iki parmak genişliğinde beyaz dantellidir.

Bu elbiselerle başa yemeni ve krep örtülüp bele gümüş kemer takılırdı. Çoğunlukla mor kadifeden, üzerine kabartma olarak sırma ile çeşitli bitki motifleri işlenen ve bindallı adıyla adlandırılan elbise çeşidi gelinlerin ve törenlerin en sevilen ve en değerli kıyafetlerindendi. Yörede bindallının dışında kadınlar, yöreye özgü Üçetek, Şalvar, Entari gibi giysiler giyerlerdi.

Üçetek Entari: Üç etek denilmesinin sebebi, eteğin üç ayrı dilim biçimde yapılmasındandır. Arkası tek parça, ön tarafı ortadan iki parçaya ayrılmış biçimdedir. Eteğin üç parça oluşu kişiye hareket kolaylığı sağlamaktadır. Öndeki iki parça kaldırılarak beldeki kuşak yada kemere takılarak da kullanılmaktadır. Üç etek entari içine şalvar giyilerek de kullanılmaktadır. Üç etek entariler daha sonraları yan ve ön parçaları birleştirilerek entari olarak da kullanılmıştır.

Ayağa giyilen: Ayakta hafif topuklu, tonguraklı kundura veya mesler giyilmiştir. Orta yaşlılar yandan açmalı kancalı “sümsüm” adı verilen mesler tercih etmişlerdir.

Takılar
Kaplama (Kebe), Ön Zinciri, Koltuk Zinciri, Beşibirlik, Sorguç ve Enteşe’den ibarettir .

Ön Zinciri: Bir takımı 20′lik ve 30′luk 200 mahmudiye altınından ibaret, zincir üzerine sıralanmış ve “kebe” nin üzerinden geçmek suretiyle boyuna asılmıştır. Bir ucu yine aynı şekilde yapılmış ve göğüsten çapraz olarak koltuk altından geçirilip koltuk zincirine bağlanmıştır.

Beşibirlik: Boyuna takılan, on taneden aşağı olmaz. 20-30 sıradan ibaret ufak inci sıraları da bir araya getirilerek kalınlaştırılır ve boyuna bağlanır.

Koltuk Zinciri: Altın dizelerinin koltuk ve boyundan geçirilmiş şeklidir.

Toka: Som altın veya gümüş işlemeli ve savatlı bir kemerdir.

Entese: Altın veya gümüş savatlı enlice bilezik, iki bileğinde süsüdür.

Sorguç: Alnın ortasına iliştirilen el kadar elmastan yapılmış tamamlayıcı bir takıdır.

HALK OYUNLARI VE FOLKLOR:
Karabük ilinde halk oyunları çerçevesinde, yine en zengin folklora sahip iki ilçesi Safranbolu ve Yenice’dir. Safranbolu’da halk oyunları ve müzik folklor çerçevesinde değerlendirebileceğimiz en önemli öğe Seymenler ve buna bağlı teşkilatlardır.

Seymenlik, efelik, yiğitlik, doğruluk, mertlik, güzellik, yardımlaşma gibi ahlak ve ruh asaletini, yürek bütünlüğünü yaşatan bir topluluktur. Memleketin en usta ve müzik oyunlarını bir araya topladıkları için müzik folklorünün en güzel, en hareketli ve canlı örneklerini bu topluluklarda görmek mümkündür.

Seymenler, en parlak gösterilerini düğünün, Perşembe günü kız evinin önünde yaparlardı. Bunu “kız evini yasta koymamak” gibi bir anlayışa bağlamak mümkündür. Zira Perşembe günü oğlan evinden gelen dünürcüler alayı, kızı alıp götürecekler, ” kız evini kızsız, tuz kabını tuzsuz bırakıp gidecek “lerdir. Seymen topluluğu hakkında şunları söyleyebiliriz. Halk müziği ve halk oyunları hakkında davullu, zurnalı mehter derneklerinin düzenli olarak bir araya gelmesi ile oluşmuş topluluktur. Seymen kuruluşu, son derece karakteristik bir özellik gösterir. Bir gösteri alayı şeklinde yürüyüş haline göre, Seymen topluluğunun kuruluşu şöyledir.

En önde Çubukçubaşı vardır. Buna değnekçibaşı da denir. İkinci sırada mehterler vardır. Bunlar davul-zurna takımıdır. Üçüncü sırada, maniciler yani türkücü ve tekerlemeciler bulunur. Dördüncü sırada Seymenbaşı vardır. Beşinci sırada sayıları 20-100 kişi arasında değişen Seymenler, Altıncı sırada ise kadın kılığına girmiş sayıları 1/-20 arasında bulunan etekliler yer almaktadır.

Safranbolu’da bazılarının türküler bölümünde yer aldığı, Aç Kapıyı, Beyleraman, Bozaklı Oyun, Sepetçioğlu(Safranbolu Varyantı), Genç Osman, Amani, Gınalı Keklik(Safranbolu Varyantı), Mızmız(Kadın) , Entarisi Ala Benziyor(Kadın), Yeşil İpek Bükene( Kadın), Kaşık Oyunu(Kadın), Irgalama, Selamlama(Davul-Köçek), Sallama(Davul-Köçek), Meydan Oyunu(Davul-Köçek), Köçek Oyunu(Davul-Köçek), Köroğlu, Kol Bastı, Alçak Cevüz Dalları, Çifte Telli önemli halk oyunlarıdır.

Düğün havaları arasında da , Kabemin Dalları Bölük Bölüktür. Eşim Dostum Yüklesinler Yükümü, Yük Dibine Yerin Ettim, Entarisi Ala Benziyor, Kızıl Belden Gelir Bekmez Helosa, Güvey Dama Çıkmaz Hey, Ben Yarime Galealtında gavuştum, Gale Kapısından Girdim İçeri, Dünürşüler Bölük Bölük Hey, Düriyemin Güğümleri Kalaylı, Garalı Yazmam Benek Benek, Yeşil İpek Bükene, Oğlanda Kolunu Sallama Ana Hamam Vaadınmı oyunları sayabiliriz.

Karabük İlinin araştırmalardan anlaşılacağı üzere halk oyunları açısından zengin bir ilçesi de Yenice’dir. Yenice Halk Oyunları, Köy Göçtü Oyunu, Arap Oyunu, Güvercin Takla ve Kaşık Oyunları biçiminde adlandırılmaktadır. Bunlardan Arap oyunu üç kişi tarafından oynanır. Esas oyuncu iki kişidir. Üçüncü kişi söylediği türkülerle oyunun biçim ve tarzını belirler. Oyunculardan ikisi ceketlerini ters şekilde giyer, başlarına birer fes geçirerek yüzlerini siyaha boyarlar. Üçüncü kişi oyunu, söylediği şu türkü ile başlatır.

Çalkala Arabım çalkala
Gıç gıça gelde ırgala
Arap da dereye apışmış
Kıçına da yavrusu yapışmış

NELERİ İLE ÜNLÜ:
Safranbolu Evleri, Safranbolu Lokumu, Demir-Çelik Fabrikası

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu